Çerkez Sürgünü
-
Bir Sürgünü anlatmaya mürekkep akıtacak kalem daha icat edilmedi.
Bu dizeler sadece bir damlası yaşananların...
____________________________________________
Çerkez Sürgünü...
tamı tamına altmış kişiydiler
ve
en kuzeyinde
denizi kara
gecesi zifir
limanından bir denizin
on beş kişilik
ahşap bir takaya bindiler
karşı kıyı
umut
karşı kıyı
yaşam
ve karşı kıyı
özgür çocuklardı
yeniden filizlenen
yol uzun
ve deniz
bir o kadar hırçındı
bir bebek öldü
ve
yedi gün
yedi gece
ölü bebeğine
ninni söyledi
bir anne
hiç kimse işitmedi
ikisini de
yük ağır
yaşam ise
hafiflemek ti
bir adam
donuk bakışlardan bildi
ve
kopartıp göğsünden bebeği
denize verdi
bitkin
bir o kadar da perişandılar
oysa
ne kadar da çok tanrıları vardı
bir zamanlar
tanrı
su
yer
gök
ve
ateşti
şimdi ise tekti
bir gece vakti
bir anne
bırakıp kendini taka dan
sessizce denize indi
ve
ölü bebeğe
olmayan sütünü verdi
kör olmuştu tanrılar
ne
olmayan sütünü veren anneyi
ne de
bebeği
hiç biri göremedi
" o senin de annen miydi babaanne?
çünkü sen
o geceden sonra
hiç balık yemiyor
ve
hiç bir
kör tanrı’ya inanmıyorsun !... "
tamı tamına altmış kişiydiler
ve
en kuzeyinde
denizi kara
gecesi zifir
limanından bir denizin
on beş kişilik
ahşap bir takaya bindiler
ve
en güneyinde
denizi kara
gecesi zifir
limanından bir denizin
on beş kişilik
ahşap taka dan
on beş kişi indiler...
ahad...
Okuduğum bir gerçek yaşam öyküsünden!...
Not: 1864 Yılından itibaren Rusya daki topraklarından sürgün edilen, Karadeniz’in hırçın dalgaları arasında, Kerç, Anapa, Tuapsi ve Soçi limanlarından küçücük teknelerle Samsun, Trabzon, İstanbul, Varna ve Köstence sahillerine ulaşmaya çalışırken boğularak ve açlıktan ölen, zalim tüccarlar tarafından dönüp daha çok yolcu almak için denize dökülen ( 600.000 -1.500.000 ) Çerkez Halkının anısına...
______________________________________________
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/546135/ adresinden alıntılanmıştır.
Ali BAYKALA
Okunma: ( 5790 )