Ecyad Kalesi
-
Bir İmparatorluğun mirasyedilerinin beceriksizliklerinin ve kültürüne, mirasına sahip çıkamayışının, kuyruk acısının yıllar sonra alınan intikamın hikayesidir bu. Ecyad Kalesi, Mekke'de 1781 tarihinde yapılan, 2002 yılında Suudi Arabistan tarafından yıkılan Osmanlı kalesidir.TÜRK YÖNETİMİNE BAŞKALDIRDIHazreti Muhammed'in soyundan geldiğine inanılan Şerif Abdülmuttalib 'Mekke Emiri'ydi, yani Babıali tarafından Mekke'nin yöneticiliğine getirilmişti. 1850'li yılların başında Türk yönetimine başkaldırdı, Taif taraflarını eline geçirdi, üstelik Avrupa'nın da desteğini aldı ve beş yıl boyunca Babıali'nin başına dert oldu. Daha sonra Bedevi birlikleriyle Mekke'yi işgal etti.TÜRKLER KILIÇ ÇEKMEK İSTEMEDİAbdülmuttalib'in hedefi şehirdeki Türk garnizonu yani Ecyad Kalesi'ydi. Peygamber soyundan gelen bir kişiye kılıç çekmek istemeyen Türk yönetimi ayaklanmayı görüşmeler yoluyla çözmeye çalıştıysa da sonuç alamadı. Bir gece kaleden gizlice şehre inen Türk askerleri, Abdülmuttalib'i evine baskın yaparak ele geçirdiler. Baskında çok sayıda askerimiz ölmüş ama isyancı lider tek bir yara almamıştı. Abdülmuttalib önce Ecyad Kalesi'ne kapatıldı, sonra İstanbul'a yollandı ve 'peygamber torunu' olduğu gerekçesiyle ceza bile görmedi, sadece konağına hapsedilmesiyle yetinildi.TÜRK DÜŞMANLIĞININ SEMBOLÜ OLDUEcyad Kalesi, o günden sonra Arap yarımadasında Türk düşmanlığının sembollerinden biri haline geldi. Suudi yönetimi kaleyi ilk yıkma girişimini 1980 yılında yaptı, üstelik Türkiye'yi projeden haberdar bile etti ancak işin garip tarafı, Ankara hiç tepki göstermedi. Yıkım, Pakistan'ın o dönemdeki lideri olan Ziya ül Hak'ın ‘‘Bu kale İslam tarihinin bir parçasıdır, yıkılması tarihe saygısızlık olur’’ diyerek araya girmesiyle önlendi.Ecyad Kalesi, Kabe'nin asi kabilelerden savunmasına yardımcı olmak üzere yapılmış, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Garnizonu olarak kullanılmıştır. Kabe'ye hakim bir tepede 23 dönümlük arazi üzerine inşa edilen kale Ocak 2002'de Suudi Arabistan hükümeti tarafından yerine otel yapılmak için yıkılmıştır. Ehl-i Beyt kuleleri adı verilen gökdelen oteller Fransız ACCOR grup tarafından işletilmektedir.Kalenin yıkılmasıyla Mekke'deki 500 yıllık Türk hakimiyetinden geriye Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit tarafından Kabe'nin etrafında inşa edilen revaklar dışında eser kalmadı. Olay Türkiye'de tepkiyle karşılandıysa da kalenin yıkılmasına engel olunamadı.Zemzem Kulesi’nin dikildiği alan, 2002’nin 3 Ocak günü Suudiler tarafından buldozerlerle gümbür gümbür yıkılan bizim Ecyad Kalemizdir. Kalenin yıkımı o sırada gündemin en üst sırasına çıkmış ve Türkiye ile Suudi Arabistan arasında haftalar süren bir diplomatik krize sebep olmuştu.Hatırlarsınız: Suudiler, yıkımdan sonra Ecyad konusunun kendi "içişleri" olduğunu ileri sürmüşlerdi. Hattá, Riyad’ın "Tarihten söz edebilecek son ülke Türkiye’dir ve önce Ermeni meselesini halletmesi gerekir" gibisinden küstahça açıklamalarına bile muhatap olmuştuk.MEKKE’NİN MANHATTIN’IEcyad, o sırada hayatta olan Kral Fahd’ın imzaladığı bir emirname ile yıkılmış ve arazisi, Fahd’ın şimdi 30 yaşında olan en küçük oğlu Prens Abdüláziz’e tahsis edilmişti. Kalenin bulunduğu yerde "Mekke’nin Manhattan’ını" yaratmak için kolları sıvayan Prens Abdüláziz, hemen, "El Beyt Kuleleri" adı verilen beş gökdelenlik bir proje hazırlatmıştı ve "Zemzem", bu kulelerin en yükseği olacaktı.İşin daha da ilginç tarafı, Prens Abdüláziz’in inşaatını, Usame bin Ladin’in ailesine ait olan "Ben Laden Construction Group" adındaki Suudi şirketinin üstlenmesiydi. Şirket, Kuveytli iki İslami yatırım grubuyla, "Arif" (Aref Investment Group) ve "İcare" (International Ejarah and Investment Company) isimli şirketlerle bir konsorsiyum kurdu ve bu gruplar "Zemzem Kulesi"nin yapımına 390 milyon dolarla katıldılar.Gökdelenlerin temeli, o zamanın veliahdı olan şimdiki Kral Abdullah tarafından 28 Kasım 2002’de atıldı. Zemzem Kulesi’nde devremülk şeklinde 24 yıllığına kiralanacak olan en küçüğü 33, en büyüğü de 76 metrekarelik 4 bin 668 adet daire bulunacaktı. Kábe’ye bakan dairelerin dönem fiyatları genişliklerine göre 5 bin 972 dolar ile 284 bin 273 dolar arasında değişiyordu. Türk vatandaşlarına 1240 adet daire tahsis edilmişti, satışlar İstanbul’daki "Turco Tour" şirketi tarafından yapılacaktı ve Ecyad’ın enkazı üzerinde yükselecek olan bütün bu binalarla ilgili projeleri devam ediyordu.KÁBE MANZARALI DAİRELERZemzem Kulesi’nden daire alan işadamlarımızla iş hanımlarımız aslında Ecyad’ın hatırasının üzerinde ikamet buyuracaklar!Şimdi, bütün bunlardan sonra, bana Zemzem Kulesi’nin Türk sákinlerine "dairelerinizde güle güle oturun" demek düşüyor. Güle güle oturun ve pencerenizden Kábe-i Muazzama’nın manzarasını da doya doya seyredin. Hattá, şimdiki devlethánenizin yerinde bir zamanlar várolan kalede, yani Kábe’yi korumak maksadıyla inşa ettiğimiz Ecyad Kalesi’nde, Bedeviler tarafından asırlar boyunca katledilen binlerce Mehmetçiğin sadásını bile işitebilirsiniz, kimbilir?YILMAZ ÖZDİL bugün köşesine taşımış konuyu. Tarihe not düşmek adına buraya taşıyorum. Müsaadeleriyle;"O zamanlar çocuktular, yaşı 30’un altında olanlar hatırlamaz… Akp’nin iktidara gelmesinin arefesinde, 2002 senesinde, “Ecyad kalesi yıkılıyor” diye dünyayı ayağa kaldırmıştık.Ecyad tee 1781 senesinde Mekke’ye inşa edilen Osmanlı kalesiydi. Kabe’yi korumak için, Kabe’ye hakim bir tepeye, 23 dönüm arazi üzerine yapılmıştı. Arap yarımadasının elimizden çıktığı birinci dünya savaşına kadar Türk garnizonu olarak kullanılmıştı. Ve, Suudi Arabistan yönetimi bu kaleyi yıkıp, yerine otel dikmek istiyordu.Dünyayı ayağa kaldırdık. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Suudi Arabistan’ı resmen kınadı. “Ecdadımıza hakarettir” denildi, “Türkiye’ye küfürdür” denildi, “Kabe’yi korumak için o kalede can veren şehitlerimizden utanın” denildi. İmza kampanyaları düzenlendi, Unesco’ya şikayet edildi, “Suudi kralı, Taliban gibi sanat eserlerini yıkıyor” denildi. TBMM’de sırf bu mesele için özel oturum yapıldı, milletvekillerimiz ağzına geleni söyledi, yumruğunu kürsüye vurarak “gökkubbeyi başlarına yıkarız” diyen bile oldu. Suudi Arabistan’ın Ankara büyükelçisi, dışişleri bakanlığımıza çağrıldı, fırçalandı, “hele bi yık, hesabını ağır sorarız” filan denildi.Ciddiye bile almadı herifler.Önce nispet yapar gibi, Türk düşmanı İngiliz casusun Cidde’de oturduğu evi restore ettiler, kapısına “bu ev Türklere karşı bağımsızlık savaşı vermemize yardımcı olan Lawrence’ın karargahıdır” plaketini astılar. Sonra da yıktılar Ecyad’ı, dozerle.3 kasım 2002’de Akp iktidara geldi, 28 kasım 2002’de Suudi kralı Ecyad kalesinin yerine dikilecek binaların temelini attı. Türkiye’de atmosfer değişmişti. Akp’den itibaren Suudilere gık çıkarılmadı.Ecyad’ın yerine yedi gökdelen dikildi. “Zemzem kuleleri” olarak tanınan bu gökdelenler, devremülk şeklinde satıldı. En yağlı müşterileri kim oldu biliyor musunuz? Türk vatandaşları oldu. Türkiye’ye pazarlanması için sadece 300 daire ayrılmıştı ama, Türkiye’den gelen daha ilk talepte bin 700 daire kapış kapış gitti.Beş sene sonra 2007’de… Ecyad’ı yıkan Suudi kralı, takvimde başka gün kalmamış gibi tam 10 Kasım’da Ankara’ya geldi, Anıtkabir’e gitmedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin protokol tarihinde bir ilk yaşandı… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve asrın liderimiz Tayyip Erdoğan, kralın ayağına, kralın kaldığı otele gittiler. Suudi kralına “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Şeref Madalyası” takdim ettiler, Suudi kralı da bunlara madalya taktı. Kralın sağına ve soluna oturup poz verdiler.Ecyad kalesini yıkıp, Lawrence’ın evini restore ettiren Suudi kralı, geçen sene 91 yaşındayken öldü. Reyhanlı için, Ermenek için, Uludere için, Suruç için yas ilan etmeyen Akp hükümeti, derhal “milli yas” ilan etti, tüm yurtta ve dış temsilciliklerimizde Türk bayrağı yarıya indirildi. Asrın liderimiz Afrika’da seyahatteydi, apar topar yarıda kesti, koştura koştura Suudi kralının cenaze törenine katıldı.Bu arkadaşın 25 çocuğu vardı. Ama, krallık koltuğuna 80 yaşındaki üvey kardeşi oturdu. Gel zaman git zaman… Ahmet Kiziroğlu, genelkurmay başkanımızın elinden tuttu, Arabistan’a götürdü, hevesini alsın diye kamuflajlı asker kıyafeti giydirilmiş sünnet çocuğu gibi giydirip, Suudi kralının yanına oturttu, hep birlikte poz verdiler. Ortak askeri tatbikatlar yapacağımız açıklandı, yalaka basınımız tarafından “müjde” olarak duyuruldu.Ve dün ortaya çıktı ki… Suudi Arabistan savaş uçakları, Suriye sınırımızdaki operasyonlara katılmak üzere Adana İncirlik’e konuşlandı. Tarihimizde ilk kez, NATO üyesi olmayan bir ülke, İncirlik üssünü kullanmaya başladı.Böylece… Kabe’yi koruma noktasından, memleketi koruyamama noktasına geldik. Sınırlarımıza göz kulak olsunlar diye, bedevilerden medet umar hale getirildik.Bitirmeden ilave edeyim.Ecyad kalesi henüz yıkılmadan önce, Türkiye’nin “dünyayı başınıza yıkarız” diye efelendiği dönemde, Suudi yönetiminin borazanı olarak bilinen Okaz gazetesi şu manşeti atmıştı: “Türkiye kimliği olmayan bir ülkedir, tarih bilinci hakkında konuşacak en son ülke Türkiye’dir.”Kendi payıma özür dilerim.Haklıymış Arap."SON SÖZ...Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! 'Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır....
Ali BAYKALA
Okunma: ( 3110 )